1) Estetik Operasyonlarda Cerrahın Hukuki Sorumluluğu Nedir?
Hukukumuzda ve kanunlarımızda estetik cerrah ve hasta arasında kurulan sözleşmeye ilişkin bir düzenlemeye maalesef yer verilmemiştir. Ancak genel olarak kabul gören ve Yargıtay kararlarında da benimsenen görüş bu ilişkinin “Eser Sözleşmesi” niteliğinde olduğudur. Bu nedenle ortaya çıkan uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmeye çalışılmaktadır.
Estetik cerrah ile hasta arasındaki ilişkide cerrahın bir sorumluluğunun doğabilmesi için cerrahın sözleşmeye aykırı kusurlu bir davranışının bulunması ve bunun sonucunda hastanın bir zarara uğraması şartlarının gerçekleşmesi gerekir. Güzelleştirme amaçlı estetik operasyonlarda, estetik ve güzelleşme büyük önem arz etmekte olup dolayısıyla buna paralel olarak cerrahın dikkat ve özen yükümlülüğü artmaktadır. Bu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı kusurlu bir davranışın vuku bulması halinde hasta, estetik cerraha maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir.
2) Cerrahi Müdahale Sonucunda Hangi Sebeplerle Tazminat Davası Açılabilir?
· Ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası
· Meydana gelen bedensel zararlar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası
· Hasta ve yakınları aydınlatılmadan ve onayları alınmadan tedaviye başlanması ve ameliyat yapılması nedeniyle tazminat
· Hastanenin kusuru sebebiyle tahlil ve diğer sonuçlarının kaybolması nedeniyle tazminat
· Hekimin veya hastanenin sır saklama yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sebebiyle tazminat
· Gereksiz ve aşırı masraflar nedeniyle tazminat
3) Estetik Cerraha Dava Açma Süresi Ve Zamanaşımı
Güzelleştirme amaçlı estetik operasyonlarda meydana gelen uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözüleceğinden bu davaların maddî ve manevî tazminat zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu 126/4’e göre beş yıldır. Ancak güzelleştirme amaçlı estetik operasyonlardan doğan sorumluluklar genellikle bu maddede belirtilen nedenler dışında kaldığından sözleşmeye dayanan maddî ve manevî tazminat davaları, Borçlar Kanununun 125. maddesinde belirtildiği şekilde on yılda; eğer haksız fiile dayanılarak dava açılmışsa, genel zamanaşımı süresini düzenleyen Borçlar Kanununun 60. maddesinin birinci fıkrasına göre, zarar görenin zararı ve buna neden olan olayı öğrendiği tarihten itibaren bir ve zararı meydana getiren olayın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yılda zamanaşımına uğrar.
Daha fazla bilgi ve sorularınız için:
Av. Ebru ÖZDURAN ([email protected])
Cemre GÜRBÜZ ([email protected])
-© Hansu Hukuk Bürosu
-Hansu Hukuk Bürosu Yerli ve Yabancı müvekkillerine özellikle gayrimenkul, şirketler, vergi, enerji ve fikri mülkiyet hukuku alanında hizmet veren bir avukatlık bürosudur. Bu bülten Türkiye’ de hukuk alanındaki gelişmeleri paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır. Bülten hukuki bir görüş veya yönlendirme olarak düşünülmemelidir. Özel sorular ve sorunlar bakımından hukuki danışman görüşü alınmalıdır.