Giriş
Bilindiği üzere, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (“Kanun”) kapsamında idareler tarafından yapılan ihalenin birçok aşamada çeşitli gerekçelerle iptal edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Kanun’un 16’ıncı maddesinde ihale saatinden önce ihalenin iptali; 39’uncu maddesinde bütün tekliflerin reddedilmesi ve ihalenin iptali; 40’ıncı maddesinde ihalenin karara bağlanması ve onaylanması sürecinde iptali düzenlenmiştir.
Bunun yanı sıra, idarenin her türlü işlem ve eyleminde olduğu gibi ihale sürecindeki hukuka aykırılıklar da yargı denetimi altında olup, Kanun kapsamında, idarenin ihale sürecine ilişkin her türlü eylem ve işleminin yargısal denetiminden önce idareye şikâyet ve Kamu İhale Kurulu’na (“Kurul”) itirazen şikâyet yoluyla başvuru imkânı tanınmıştır.
Bu çalışmada ise, ihalenin ihaleyi yapan idare tarafından re’sen iptal edilmesi halinde başvurulacak yollara ilişkin değerlendirmelere yer verilecektir.
1. Genel Olarak Şikâyet ve İtirazen Şikâyet Yolu
Kanun’un 54’üncü maddesinde, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecek kişilerin şikâyet ve itirazen şikâyet yoluna başvurabileceği öngörülmüştür.
Hatta Kanun’un 54/2’nci maddesinde şikâyet ve itirazen şikâyet yollarının “dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları” olduğuna işaret edilmiştir.
Şikâyet başvurularının ihaleyi yapan idareye, itirazen şikâyet başvurularının ise Kamu İhale Kurumu’na (“Kurum”) yapılması gerekmektedir.
Başvurular üzerine ihaleyi yapan idare veya Kurum tarafından;
a) İhale sürecinin devam etmesine engel oluşturacak ve düzeltici işlemle giderilemeyecek hukuka aykırılığın tespit edilmesi halinde ihalenin iptaline,
b) İdare tarafından düzeltme yapılması yoluyla giderilebilecek ve ihale sürecinin kesintiye uğratılmasına gerek bulunmayan durumlarda, düzeltici işlem belirlenmesine,
c) Başvurunun süre, usul ve şekil kurallarına uygun olmaması, usulüne uygun olarak sözleşme imzalanmış olması veya şikâyete konu işlemlerde hukuka aykırılığın tespit edilememesi veya itirazen şikâyet başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması hallerinde başvurunun reddine,
karar verilecektir.
İdareye şikâyet başvurusunun detayları Kanun’un 55’inci maddesinde, Kurum’a itirazen şikâyet başvurusunun detayları 56’ıncı maddede düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra, 22 Haziran 2007 tarihli, 26560 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İhalelere Yönelik Yapılacak Başvurular Hakkında Yönetmelik ile, şikayet ve itirazen şikayette ileri sürülen iddiaların incelenmesine ve karara bağlanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
2. İhalenin İptali Halinde Başvuru Yolu
Kanun’un “Kuruma itirazen şikâyet başvurusu” kenar başlıklı 56’ıncı maddesininin 1’inci fıkrasının 2’inci cümlesi;
“İhalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikâyet ve itirazen şikâyet üzerine alınanlar itirazen şikâyete konu edilebilir ve bu kararlara karşı beş gün içinde doğrudan Kuruma başvuruda bulunulabilir.”
şeklinde düzenlenmiştir.
İlgili yasa hükmünde açıkça, ihalenin iptaline ilişkin işlem ve kararlardan, sadece şikâyet ve itirazen şikâyet üzerine alınanların itirazen şikâyete konu edilebileceği düzenlenmiştir.
Diğer bir ifadeyle, ihalenin şikâyet veya itirazen şikâyet üzerine alınan karar doğrultusunda iptal edilmesi halinde, bu iptal kararına karşı beş gün içinde doğrudan Kurum’a başvuru yapılabilecektir.
3. İhalenin Re’sen İptali Halinde Başvuru Yolu
İhalenin şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusu üzerine verilen karar neticesinde iptal edilmesi mümkün olduğu gibi, idare tarafından re’sen iptal edilmesi de hukuken mümkün olup uygulamada da ihalelerin idarece iptal edildiği görülebilmektedir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükmünün mefhum-u muhalifinden anlaşıldığı üzere, Kurum’a ihalenin iptali kararı şikâyet veya itirazen şikâyet üzerine alınmadığı takdirde bu iptal kararına karşı şikâyet veya itirazen şikâyet yollarına başvurulamayacaktır.
Konuya ilişkin Danıştay’ın bir kararında aşağıdaki şekilde içtihat edilmiştir:
“Bu durumda, herhangi bir şikâyet veya itirazen şikâyet başvurusu olmaksızın idarenin re’sen aldığı ihalenin iptali kararlarına karşı şikâyet ve itirazen şikâyet yoluna gidilemeyeceğinden Mahkeme tarafından işin esasının incelenmesi gerekirken, dilekçenin Kamu İhale Kurumu’na tevdii yönünde verilen kararda usule uygunluk bulunmamaktadır.”
Kararda belirtildiği üzere, ihalenin iptali kararı şikâyet ve itirazen şikâyet üzerine alınmadığı takdirde, bu karara karşı şikâyet ve itirazen şikâyet yoluna başvurulamayacaktır. Bu sebeple, başvuru yolu açık olmamasına karşına idarenin re’sen iptali kararına karşı Kurum’a başvurulması halinde başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması nedeniyle başvurunun reddine karar verilecektir.
Dolayısıyla, idarenin re’sen aldığı ihalenin iptali kararlarının incelemesi mahkemelerce yapılacaktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İvedi yargılama usulü” kenar başlıklı 20/A maddesinde; “İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri” ivedi yargılama usulüne tabi kılınmıştır. İhalenin iptali kararı da ihale işlemleri arasında olduğundan ivedi yargılama usulüne tabi olup, dava açma süresi otuz gündür.
Sonuç
Yukarıda belirtilen hususlar kapsamında, açık Kanun hükümleri ve yerleşik Danıştay içtihatları uyarınca, idarenin re’sen aldığı ihalenin iptali kararlarının incelenmesi mahkemelerce yapılacağından, ihalenin idarece re’sen iptali kararına karşı ihalenin yapıldığı yer İdare Mahkemesi nezdinde iptal kararı veren idare aleyhine 30 gün içinde iptal davası açılması gerekmektedir.
Konuya ilişkin ilave bir husus olması halinde yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
Saygılarımızla,
—-
Daha fazla bilgi ve sorularınız için:
Av. Ahmet KILINÇ – [email protected]
-© Hansu Avukatlık Bürosu
Hansu Avukatlık Bürosu Yerli ve Yabancı müvekkillerine özellikle gayrimenkul , şirketler, ticaret, vergi ve fikri mülkiyet hukuku alanında hizmet veren bir avukatlık bürosudur. Bu bülten Türkiye’de hukuk alanındaki gelişmeleri paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır. Bülten hukuki bir görüş veya yönlendirme olarak düşünülmemelidir. Özel sorular ve sorunlar bakımından hukuki danışman görüşü alınmalıdır.