Günümüz şartlarında ekonominin sarsıcı etki yaratması sebebiyle ve şirket içinde yolsuzluklar yaşanmakta olup bu makalemizde şirketler kapsamında yolsuzluk ve rüşvete karşı alınması gereken önlemler değerlendirilecektir. Yolsuzluğun tanımını yapmak gerekirse; verilen yetkinin kişisel çıkarlar veya özel amaçlar için kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir.
Yolsuzluk, 4 Ocak 2009 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzlukla Mücadele Özel Hukuk Sözleşmesi’nin 2. maddesinde;
“…doğrudan doğruya ya da dolaylı yollardan rüşvet ve yasadışı bir menfaat temin eden kişinin yürüttüğü görevlerin veya gerekli davranışların yasalara uygun bir şekilde yerine getirilmesinde sapmalara yol açan rüşvet veya başka her türlü yasadışı menfaatin talep edilmesi, teklif edilmesi, verilmesi ya da kabul edilmesi” olarak açıklanmaktadır.
Şirket içi yolsuzlukla mücadele kapsamında bir çok ülkenin yürürlüğe koyduğu yasalar karşımıza çıkmakta ve Türk hukukunda da benzer uygulamalar getirmektedirler. Türk hukukunda yolsuzluk Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmekte olup kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. Birincisi ceza yaptırıma tabii olan rüşvet, irtikap, zimmet, aklama, dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma ve ikincisi suç sayılmayan rant kollama, lobicilik, kayırmacılık suçları yolsuzluk eylemlerindendir.
I. YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
1. ÇIKAR ÇATIŞMASI
Şirket içi yolsuzlukta öncelikli karşımıza çıkar durum çıkar çatışması durumudur. Çıkar çatışması şirket yöneticisinin veya çalışanın kendi çıkarları için çalıştığı şirketin çıkarlarının çatışmasını ifade eder. Bu durumun riskli olması yanında örnek olarak vermek gerekirse çalıştığı şirket dışında başka bir görevde bulunması diyebiliriz. Çıkar çatışmasını önlemek amacıyla birçok önlemler alınabilir. Bunlar arasında şirketin ilke ve prosedürleri düzenlenebilir, çıkar çatışması olabilecek pozisyonların önüne geçilebilir, üçüncü bir kişi tarafından bildirim gerekliliği yapılarak çalışanlar veya şirket yöneticileri denetlenebilir, çıkar çatışmasının önüne geçebilmek için son olarak göz önünde bulundurulacak yol ise çalışanın bulunduğu pozisyondan başka bir pozisyona kaydırılması durumudur. Bu durumun önüne geçilemiyorsa yine üçüncü kişiler tarafından denetlenmesi sağlanabilir.
2. SİYASİ BAĞIŞLAR
Şirketler demokratik ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de demokrasinin işleyişini sürdürmek ve desteklemek maksadıyla siyasi partilere, adaylara veya siyasi amaçlı organizasyonlara bağış yapma hakkına sahiptirler. Yapılan bu tür bağışlar bir yolsuzluğu gizlemek amacıyla veya haksız rekabet avantajı sağlamak amacıyla suiistimal edilebilmektedir.
Siyasi bağış yaparken dikkat edilmesi gerekli olup şirketin politikasını yapılandırırken şu kriterlere dikkat edilmelidir:
· Bağışlar için ilke ve kriterler belirlenmeli
· Üst sınır olarak bir eşik değer belirlenmeli
· Siyasi bağışlar her zaman kayıt altına alınmalı
· Çıkar çatışmasını engellemek için çalışanların ve iş ortaklarının, siyasiler, adaylar, siyasi
· Organizasyonlar ve şahıslarla ilişkileri değerlendirilmeli
· Onay prosedürleri belirlenmeli
· Yasalarca engellenmesi durumu haricinde, yapılan tüm siyasi bağışlarla ilgili olarak kamuoyu bilgilendirilmelidir.
3. HAYIR KURUMLARINA YAPILAN BAĞIŞLAR VE SPONSORLUKLAR
Hayır amaçlı bağışlar ve sponsorluklar, bir şirketin sosyal sorumluluğunu hayata geçirebilmesi, marka ve ürün değerini artırabilmesi amacıyla yapılan yasal faaliyetlerdir. Yapılan bağışlar veya sponsorluklar nakdi veya ayni olarak yapılabilmekte olup mal veya hizmet şeklinde olabilmektedir. Yasal bir zemin olarak düşünülse de, belli başlı durumlarda yolsuzluk eylemini gizlemek amacıyla suiistimal edilebilirler. Bu tarz eylemlerin önüne geçebilmek için, Ödemelerin düzenlenmesi gerekmekte, faydalanıcı tarafın şartları ve beklentileri iyi analiz edilmeli, İhale zamanı gibi kritik zamanlarda yapılmamalı, çalışanların ve iş ortaklarının potansiyel faydalanıcılar ile ilişkileri değerlendirilmeli, onay prosedürleri belirlenmeli, tüm yapılan işlemler kayıt altına alınmalı, kamuoyuna bilgilendirilmeli, bağış ve sponsorluklar takip edilerek ilgili gerekçe ve projelerin geçerli olduğu ve kendilerinden bekleneni yerine getirdikleri kontrol edilmelidir
4. KOLAYLAŞTIRMA ÖDEMELERİ
Kolaylaştırma ödemesi, kamu görevlisinin yapmakla yükümlü olduğu bir işlemi geciktirmesinin önüne geçmek için küçük bir tutar uygunsuz ödeme yapılmasıyla işlemin hızlandırılmasıdır.
5. HEDİYELER, AĞIRLAMA MASRAFLARI VE ÖZEL HARCAMALAR
Hediye takdimi, ağırlama, seyahat masrafları ve etkinlik gibi şirket adına yapılan harcamalar bazı durumlarda normal şartlarda olurken, bazı durumlarda usulsüz bir hal almaktadır. Bu ödemeler haksız avantaj elde etmek veya yasal olmayan bir işlemi gizlemek amacıyla olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Şirket çalışanlarının doğru adım atması amacıyla sınırlayıcı bir boyutta prosedür hazırlanması gerekmektedir. Bu prosedürde, kabul edilebilir hediyeler, ağırlamalar, seyahat ve eğlence türleri olmalı, parasal anlamda sınırlamalar getirilmeli, yapılan işlemlerde karşı taraftan masrafların karşılanması, harcamaların belgelendirilmesi gibi prosedürler hazırlanmalıdır.
II. YOLSUZLUKLA MÜCADELE İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Şirket içi yolsuzluğun önüne geçmesi için şirket patronlarının ve yöneticilerinin yapması gereken alması gereken bir takım düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlar;
· Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele politikalarının oluşturulması
· Şirket yönetiminin kamuoyuna deklere etmesi
· Şirket içi etkin mücadele
· Eğitimlere devam edilmesi
· Satın alma/İK süreçleri kapsamında iş etiği kurallarının oluşturulması vb.
—-
Daha fazla bilgi ve sorularınız için:
www.hansu.av.tr | +90 216 464 12 12
-© Hansu Hukuk Bürosu
-Hansu Hukuk Bürosu Yerli ve Yabancı müvekkillerine özellikle gayrimenkul, şirketler, vergi, enerji ve fikri mülkiyet hukuku alanında hizmet veren bir avukatlık bürosudur. Bu bülten Türkiye’ de hukuk alanındaki gelişmeleri paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır. Bülten hukuki bir görüş veya yönlendirme olarak düşünülmemelidir. Özel sorular ve sorunlar bakımından hukuki danışman görüşü alınmalıdır.